Son sayımız Ocak’ta çıkmıştı. Aradan geçen 4 ayda söyleşilere katıldık, tiyatro izledik, eylemlerde yürüdük, bağırdık,
haberleri duyunca “insan olmak dokundu haysiyetimize…(Sabahattin Ali)” Yine kitap okuduk,
yazılar yazdık, konuştuk, söyledik…
Termikçileri istemedik,
biatçı yönetim ve topluluklara karşı durduk, kadın-çocuk istismarcılarından
iğrendik, insan canını pazarlık payı yapanlardan utandık, dünyayı yaşanabilir
yapmak isteyen herkese el verdik, selam durduk… Yine müzik dinledik,
sinema izledik, kitap okuduk, okuduk, okuduk…
Bu 4 ayın sonuna doğru Zonguldak
ana caddesinde sesler duyduk; sesler yüksek bir binanın tepesine çıktı ve
vilayetin en yükseğine gitti… Sesin sahibi 4
aydır cebine para girmeyen maden
işçileriydi. Yine duyulmadı ses ne hikmetse ve kilitlediler ocağa kendilerini. Bu da yetmedi ki açlığa yatırdılar 4
gün sonra bedenlerini…
Tarih döndürmek için çarkını; bir ezen-bir ezilen arıyor her dem!
Döndürüyor da işte 21. yy’da Zonguldak’ta bir küçük maden kasabasında
bile!
Ezenler, daha nasıl ezeriz, derdine düşmüşken canhıraş; ezilenler bir de kendi-kendilerine eziyet ediyor,
aç-susuz-havasız-evsiz… Tam da, her insanın sadece insan olduğu için alması
gerekenleri hakkıyla alamayarak…
Dergimizin yükünü çeken
sanat üreticileri kalemi, fırçası,
makinesiyle üretirken bu şehirde; ekonomik
çarkı döndüren maden işçisini unutmuyor… Onları ve yaşamımızı bu hale getirenleri de…
Almanya’nın, bizim Zonguldak gibi, kömür kentlerini yazdı; “Almanya Treni”ne binen Mevlüt Kırnapçı.
Zonguldak’ın değerlerine sahip çıkma meselesine kafa yoranlardan biri
olan Gülden Işık elinde fotoğraf
makinesi, önünde PC; çekiyor ve yazıyor… Biz de gündem konumuzda, onun, isyan gibi “Sinemamızı İstiyoruz” yazısını kullandık. İçerde ise “Üç Yetim”e benzettiği lavuarın “Üç Kule”sinin duygusal anlatımını bulacaksınız.
Zonguldak’tan Gökhan Taner Günsan,
Mevlüt Kırnapçı ve Fatma Kılıç,
il dışından Aziz Kemâl Hızıroğlu ve Tan
Doğan şiirleriyle;
Zonguldak’tan
Çanakkale’ye açılan Barış Ağca fotoğraf ve kolaj çalışmasıyla dergimizi
zenginleştiriyor.
Hamit Kalyoncu hocamızın Behçet Kemal Çağlar, Behçet
Necatigil ve Behçet Kalaycı’yı anlattığı “Üç Behçet”i,
Döndü Açıkgöz’ün
Karabük ve Safranbolu’dan izler
bulacağınız “Karabük Şaire-
Safranbolu Şiire Uzak”ı,
Özgür
Başkaya’nın amcası Fikret Başkaya ile yaptığı sanat üzerine söyleşi’yi
ilgiyle okuyacağız.
3 Mart Kozlu Grizu Faciası anısına her sene yapılan tırmanışa Alaaddin Kara ilk katılış anısını
yazdı; “Keltepe’ye Tırmanış”.
Hikmet Kurter; “Kurtuluşa, Cumhuriyet’e ve Sıtmaya Adanan Yürek: Dr. Ferruh Niyazi
Ayoğlu’nun Anıları” kitabını anlatıyor.
Ali Kaya 60’lardan bir anısını öykülemiş; “Üç Kanlı Mandalina”.
Gökhan
Taner Günsan, Ali Koçak’ın şiir
kitabını tanıttı.
Ayhan Kiraz TV ekranındaki, BEÜ’den Prof. Mustafa Sözen’in de
katıldığı, “Evrim” tartışmasının bir
dökümünü çıkardı.
Her bir yazının ilgiyle okunacağını sanıyoruz.
Mehmet Aydın’ın şiirlerini bazı sayfalarda
göreceğimiz gibi; hem hayatından izler, hem de şiirlerinin incelemesini Müslüm Kabadayı “sofrası güneş dolu şair”in
ardından, başlığını vererek yazdı.
Derginin girişindeki şiirin deseni Kürşat Coşgun’un kaleminden…
Nadir Özsoy’un renkli iki fotoğrafını ve
Necdet Kutoğlu’nun “Anne
Babam Nerede” tablosunu izleyeceğiz arka kapakta…
Yine Ocak’tan Nisan’a etkinlikler, haber ve yorumlarla elimizde olan
dergimizin 29. sayısı için
ürünlerinizi Ağustos’un sonuna kadar
bekliyoruz.
“… -karanlık dönemlerde peki, / şarkı da söylenecek mi? /
- elbette şarkılar da söylenecek / belgeleyen karanlık dönemleri…” Bertolt
Brecht
Umutla ve
dirençle kalın…