25 Aralık 2012 Salı

ZonKişot 21. Adımını Attı…




         21. ADIMI ATARKEN...

ZonKişot 4. yılına bir sayı eksik girdi; Eylül’de buluşamadık. Yine de, “Dergiler kapanmak için çıkar!” özdeyişini tersine çevirmeye kararlıyız. Ayakta olduğumuz sürece bu dergi çıkacak.

Ressam Aydın Karahasan’ı gündem yapacakken; anladık ki bilgilerimiz çok az. Üstelik çoğaldıkça daha da azaldı sanki… Bir kaç arkadaşımızın da önerisiyle bu çok yönlü sanatçımızı aceleye getirmemeye karar verdik. Bu kez başka bir gündemle çalışsak da içeriği zenginleşmeden çıkarmak içimize sinmedi elbette. Gele-gele geldik yeni bir yıl dönümüne kadar.

Bu yıl dönümünde de sağlık-mutluluk-başarı dilekleri havada uçuşacak her zamanki gibi! Her geçen gün baltalanan sosyal yaşamımızın, çocuklarımızın ellerinden kopartılan geleceğinin farkında değil miyiz ki; şaşkınca bu dilekleri dileriz? Kim bize bahşedecek ki bunları! Kendi alanlarında üreten, farkındalık ve duyarlılık sahibi aydın, gazeteci ve sanatçıları sindirmek için anında devreye girip hücrelere tıkan; biatçı felsefeleri üzerinden toplumu apolitikleştirenler mi yoksa!

Hücredekiler senelerdir yatıyor; duruşmalar yetmiyor suçlarını belirlemeye! Geçtiğimiz günlerde andığımız “oğlumuz Erdal”ın “suç(!)”unu duruşma bile yapmadan nasıl da bilmişlerdi oysa!

Evet; işte onların borazancıları da kaybetmeye mahkûm… Sanatta-edebiyatta bir yerden sonra kalakalanlar, gelecek için nasıl bir değer yaratabilirler ki? Fazıl Say özelinde ilerici tüm sanatçıları-düşünürleri saygıyla selamlıyoruz.

Onlardan biriydi Sabahattin Ali de… Geçen sayıda tanıdığımız Nezihe Yaşar gibi, ona da edebiyat antolojilerinde yer bulamamışlardı! Değerli şair Aziz Kemâl Hızıroğlu, yoğunluğuna rağmen zaman ayırıp biyografisini yazdı. Ali’nin şiirlerini ezbere biliriz çoğumuz… Yazılarından paraflar almayı daha yararlı bulduk o yüzden. Onun 70 sene önceki taze yazılarını okurken ülkemizin bu kadar ilerlemesine çok şaşırdık!


Rüştü Onur’un 70. Ölüm Yıldönümü’nde Devrek’te yapılan programı haber-yorum olarak değerlendiren; ayrıca yaptığı “Şairin Yalnızlığı” sunumunu paylaşan Fatma Kılıç, şiiriyle de sayfalarımızda yer alıyor. Çaycuma’dan Mevlüt Kırnapçı ise şiiri, heykeli ve tiyatro-söyleşi haber-yorumuyla dergimizde.

Hakkı Çınar’ın “Şeytanın Arabası” şiirini, Mehmet Ercan’ın “Eşeğin Namusu”, İsmail Biçer’in “Jiyan” ve Mustafa Bilgücü’nün “Molla Yayınevi” adlı öykülerini okuyacağız.

Değerlendirmeleriyle sayfalarımızda yer alanların çeşitli konuları var. Müslüm Kabadayı “Moral Değerlerde Cinsellik ve Sınıfsallık Üzerine” yazdı. Ömür ÇelikdönmezAnkara’nın Besleme Edipleri/ Edebiyatta Kahramanlar Çağı Sona mı Erdi?” diyor. Ayhan Kiraz’ın 3 Kitap değerlendirmesinde Mehmet Seyda, Behçet Kalaycı ve Bilgin Hasdemir var. Özlem Yücesan’dan tiyatro ve fotoğraf gösterisi izlenimi okuyacağız; bir de, diyarbekir e-posta gurubuna açık mektubunu!

Gürdal Özçakır, “Clare Sheridan’ın gözünden 1925’de Zonguldak” üzerine fotoğraflarla zenginleştirdiği çalışmasıyla katkı verdi.

İbrahim Tığ’ın, Devrek Festivali’ne katılan Müslüm Kabadayı’yla yaptığı aydınlatıcı söyleşisinden “Suriye-Türkiye-Edebiyat” ekseninde geçen bölümünü okuyacağız.

Seyit Saatçi’nin karikatürü ve Ayhan Kiraz’ın çizgi-öyküsünü izleyeceğiz.

Fotoğraf ustalarımız Şafak Tortu, Nadir Özsoy ve Barış Ağca’nın fotoğraflarını izleyeceğiz.

Genç yeteneğimiz Akif Ulutaş’ın “selam”ı var sayfalarımızda! Aramıza katılan genç arkadaşımız Canan Yıldırım’ın 3 ayrı şiirini okuyacağız. Onların çalışmaları bizim için çok önemli. (ve gayretleri…)

“Sayı atlamamız” birçok haberi atlamamıza sebep olsa da; yeni ürünleriyle dergimizi çeşitlendiren arkadaşlarımıza hoş geldiniz diyoruz. İlçemiz Ereğli’den ödüllü “Mendil” öyküsünü gönderen Halûk Hançer, beldemiz Filyos’tan ödüllü karikatürünü paylaşan Fahri Eyican ve “Sabah Akşam” şiiriyle tanıştığımız Ankara’dan Ayşe Kaygusuz…  

Arka kapakta Sabahattin Ali’yi ve “o muhteşem yazısınıKürşat Coşgun desenledi.

“Kaybetmeye mahkûm” kuklalar tutmuşken suyun başını OrtaÇağ’dan bu yana; biz bu yeni yılda “daha çok sanat” diliyoruz herkese…

Umutla… Yeniden Merhaba…

4 Temmuz 2012 Çarşamba

20. Adımı Attık... 

Adını yağmurla andığımız kentimiz özüne döndü sanki bu sene. Zonguldak, Zonguldak olduğunu hatırladı. Gürül-gürül yağmuruyla, ani fırtınalarıyla şaşırtmanın tadını çıkardı doğa ana. Değerli yazar İrfan Yalçın’ın betimlediği gibi; “Bahar ölü doğar Zonguldak’ta. Denizin kustuğu oluk-oluk sis, titreyen bir kefene sarar kenti. Pelteleşmiş uzun bir sisin ardından oldukça laubali biçimde gelir yaz; paldır-küldür, bağıra-çağıra, sırnaşarak… (Nihayetinde) yemyeşil bir kadife…
İşte bu sırnaşık yaz sıcağında tam da; nelerle uğraşıyoruz düşünsenize… 5 yaşındaki oyun çocuğuna imam rehberliğinde ahlâk kuralları öğretmenin yasalaşmasıyla mı dersiniz!Tecavüze uğrayan çocuğunu doğursun’ fetvasıyla ? Yoksa önüne geleni biber gazıyla uyaran ‘orantılı’ polislerle mi?
Hapishanede kullandığı elektriğin, yediği yemeğin parasının mahkumdan isteneceği konusundayken daha; 300 kişilik hapishanede 1000 kişinin kaldığını, orda yangın çıkınca, 13 mahkum yanınca mı duyacaktık?
Peki, Vanlı depremzedelere, yine Çaycuma ilçemizdeki köprü cinayetinde feci şekilde ölenlerin yakınlarına Kuran-ı Kerim dağıtarak vazife gören “pek akıllı muhteremlerimiz”e ne dersiniz!
Ayrıntısını dergimizde okuyacağınız bir garabet de; “mazlumcu”lardan karikatüre suç duyurusu! Çizerimiz Ayhan Kiraz ve karikatürü yayımlayan ÇaycumaSanat sitesinin yöneticisi Mevlüt Kırnapçı için değil bu suç duyurusu, biliyoruz; hayatı sanatla sorgulatan herkese!
Sağlık güvencesi sıfırlanan, milli eğitim yasasının öz-suyu çekilen, “üretim” deyince yalnız “laf üretme”yi anlayan bir ülkede; parasız eğitim isteyen ya da “uzun namlulu yumurta”sıyla yakalanan gençler ipe çekilmeyecek de; sayesinde Almanyalara çıktığımız “yüzyılın yolsuzları” mı çekilecek mesela! Peki sanat? Onu, dergimizin sayfalarında okuyacağız.

Kapağımızda da gördüğünüz üzere, tiyatrolar üzerinden sanatı ele alıyor; “Gele-gele buraya mı geldik!” diyoruz.

Mayıs’ı Yaşar Nezihe’yle anıyoruz bu kez. Geri ve sivri akılların her dem hüküm sürdüğü bu çirkin düzen, onun gibi dirençli insanlarla daha katlanabilir oluyor. Onlardan biri de kentimizin bilgesi Ruşen Yaraş. 1 Mayıs’ı asıl onun mezarı başında kutladık bu sene. Resmi törenlere alışık değil bünyemiz zira.
Sivas katliamı için; “Benim derdim, bu kanlı senaryoyu oynayanlarla değil; yazmış olanlarla. Bu senaryoyu kim yazdı?” diyen Aziz Nesin ve “ateşe düşen”leri unutmuyor, unutturmuyoruz.
Bu sayımıza Zonguldaklı yazın ustamız İrfan Yalçın, Akın Tahir’i anlattığı değerlendirmesiyle, Ereğlili tarihçimiz Gürdal Özçakır Çanakkale Savaşı’nda Madenciler’i anlatan yazısı ve fotoğraf arşiviyle,
Karadeniz’de Tufan ve Etkileri”ni anlatan Ömür Çelikdönmez’i ilgiyle okuyacağız. Bu yazıya arşivinden fotoğraf ekleyen Halil Uzun eski fotoğraf-yeni düşünceler dizisine bu kez “Kitap okumak belalı bir erdemdir” cümlesiyle başlıyor. Haydi hayırlısı!
Ayhan Kiraz’ın “Edebiyat… Zonguldak” değerlendirmesinde Mehmet Yılmaz, Ziya Mısırlı ve M. Tayyip anısına kitabı var. Fatma Kılıç’ın çocuk kitaplarını Özlem Yücesan değerlendirdi.
Hikmet Kuşhan’ın anlatısıyla duygulanacak, Mustafa Bilgücü’nün, dilini yine ustaca kullandığı öyküsünü keyifle okuyacağız.
Aziz Kemal Hızıroğlu, Gökhan Taner Günsan, Mevlüt Kırnapçı, Mehmet Ercan ve A. Uğur Olgar şiirleriyle sayfalarımızda. Ayrıca Nezihe Yaşar’ın dizeleri de bazı sayfalarda karşılıyor bizi.
Rüştü, Muzaffer, Kemal… “Üç Şiir, Üç Hayat, Üç Ölüm” denemesiyle onları anlatıyor Mecit Ünal. Yine “Rüzgarın Getirdiği” adlı manzum şiiriyle Doğu Karaoğuz da onları anlatıyor. Salah Birsel’in hazırladığı Rüştü Onur kitabının 3. baskısı yapılmış geçenlerde. Bir de film çekecekmiş Yılmaz Erdoğan; her yerde konuşulmaya başlandı bile. Çekimler magazine dönmese bari(!) desek de; sanırız yönetmenin konumu buna izin vermeyecektir!
Müslüm Kabadayı hocamız, “Hüzün Hasret ve Hürriyet Şairi” dediği Sevilay Yücedağ’ın kitaplarını değerlendiriyor.
Dünyanın her tarafından arşiviyle ilgi çeken arkadaşımız Nadir Özsoy’un; Belki de horonun başlangıcıdır.” dediği fotoğrafını merak edeceksiniz.  Sedat Kısa ve Barış Ağca’nın fotoğrafları, Sinop’tan ulaşan Seyit Saatçi’nin usta çizgileri de ilginizi çekecek. Ayla Çetinkaya’nın fırçasından iki resmi de izleyeceğiz.
Genç Yetenek Akif Ulutaş’tan taşlama, sinema değerlendirmesi, okur şiiri ve yetişebildiğimiz yerlerden etkinlik haber-yorumları okuyabileceğiz.
Arka kapağımız yine Kürşat Coşgun’un usta kaleminden… Nezihe Yaşar anısına; “Mayıslar hiç bitmez” diyoruz.

Ürün göndererek-okuyarak katkı veren herkese teşekkür ediyor, 21. sayı için, diğer sayılar için her zaman ürünlerinizi bekliyoruz.

Her an öyle acayiplikler oluyor ki… Eylül’e kadar neler olur sizce?
Siz yine de sağlıcakla kalın…

27 Mart 2012 Salı

19. Adımı Atarken...


Ne çok acı biriktirdi bu ülke… Ne çok bedel ödedi insanlar… Zaman ilerledi; ne var ki tarih ilerlemedi bir türlü. İlerleseydi, yaşar mıydık aynı acıları? Mehmet Özer’in dediği gibi; ”Aynı acıları, yaşatarak hatırlatmaya cesaretleri olur muydu egemenlerin, eğer biz unutmasaydık?”
Ateşe düşen türküler… Boynunu büken çiçekler… Sivas… Sivas 4. Darbe yıllarını sonuna kadar hatırlatacağız; kalemimizi dik tutarak, sanatımızı insan için-gelecek için kullanarak…
Kapağımızı dolduran karikatüründe Ahmet Erkanlı, yaktığı ateşin ışığından korkanları ne güzel resmetti. Erkanlı'ya geçirdiği sağlık sorunu dolayısıyla geçmiş olsun diyor, kapağımızdaki isimleri saygıyla selamlıyoruz.
Melih CevdetTohum altta nefes nefese / Kulağı gök gürültüsünde” derken ne güzel anlatır baharın bayram sancısını. Doğayla paylaştığımız nevruz (yeni gün) beş bin yıldır bizim de bayramımız. Sağcısı-solcusu nasıl 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı kutlamaya başladıysa bu ülkede; doğanın bayramını da ceketli-kravatlı asilzadeler el-ele tutuşup küllerin üzerinden atlayarak kutluyor artık. Demokratik böyle olunur işte! (Aynı bayramı kutlayan ceketsiz-kravatsız halk-zedelere sıkılan biber gazından bahsedip demokrasiyi bozmayalım lütfen!)
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü de anıldı kentimizde. KESK’li kadınların öncülüğünde birçok etkinlik düzenlendi, yine kadınların yoğun desteği ve katılımıyla… Kadın şairlerin şiirleriyle anıyoruz biz de sayfalarımızda. Şair Fatma Kılıç, “Kız Doğursun Analar” kitabını yazan Eray Karınca ile kadınların yaşam hakları üzerine söyleşi yaptı.
Köy Enstitüleri ve Öğretmen Okulları’nın kuruluş yıldönümü de bu aydı. İlçemiz Çaycuma’da açılan öğretmen okulunun kütüphanesini 1500 kitapla zenginleştiren Eğitim-Sen Çaycuma Şubesi’ni anmadan geçemeyiz. Sosyal-siyasal-sendikal her konuda tavrını gösteren Başkan İsmet Akyol ve yol arkadaşlarının emeğine teşekkür ediyoruz.
Bu sayıda Mevlüt Kırnapçı’dan masal, Mustafa Bilgücü ve Ali Kaya’dan öykü, Ayhan Kiraz ve Müslüm Kabadayı’dan değerlendirme okuyacağız. Şiirler İbrahim Tığ, , Aziz Kemâl Hızıroğlu ve Mehmet Ercan’dan… Almanya’da yaşayan Zonguldaklı Zeynep Delibalta heykel çalışmasıyla, Devrekli İbrahim Tığ ve Mersin’den ulaşan Uğur Olgar şiiriyle, İstanbul’dan Hüseyin Aslan karikatürüyle dergimize güç kattı. Ayhan Kiraz’dan çizgi öykü, Burak Özen’den fotoğraf, Necdet Kutoğlu’dan resim izleyebileceğiz. Halil Uzun’un kafa karıştırıcı tarih sayfasının yanısıra, Ömür Çelikdönmez’den orak-çekiçli Zonguldak tarihini okuyacağız. Mevlüt Kırnapçı, marketri sanatçısı Çaycumalı Ali Gökçeoğlu’yla söyleşi yaptı.
Tiyatro değerlendirmeleri yanısıra; etkinlik haber-değerlendirmeleri yine ağırlıkta. Şiirleriyle 40 Kuşağı’ndan Oğuz Tansel’i anıyoruz. Arka kapağımızı dolduran şiirinin deseni yine Kürşat Coşgun’un özenli kaleminden…
Zonguldak özelinde de acısı var Mart’ın; maden cinayetleriyle. Bunu zaten hiç unutturmuyoruz.
“Giden”e de “kalan”a da selam olsun…




                                        

20 Ocak 2012 Cuma

18. ADIMI ATTIK...



ZonKişot 18. adımını attı...

(Her şey hazır olduğu halde hava-yol koşulları nedeniyle mizanpaj uzadıkça uzadı. Şimdi artık baskıya hazır. Fakat matbaa ustamız ancak Çarşamba elimizde olacağını söyledi. Çarşamba'dan itibaren dağıtıma başlayacağız.)
MERHABA...
Eşi, Âşık Veysel’i anlatırken diyor ki; ”…Veysel’in gözleri gönlüne çevrilince…”Ne güzel ifade değil mi? Gözü kapanıncadeğil; gönül gözü açılınca diyor. Usta ozan da demiyor muydu zaten; “kör olmasaydım toprağı göremez, tanıyamazdım…” diye. Gönül gözüyle üreten O bilgeyi, günümüze taşıyan da eserleri oldu elbette. Saygıyla anıyoruz.

Peki, -bunca yıl sonra- sadece gönül gözü yeterli mi sizce sanat için? “Aslolan insanlıktır”diyen bu göz elbette önemlidir. Fakat toplumsal koşulları hesaba katıp, toplum gözüyle bakmadığımızda bu insanlığın altı boşalmaz mı?

Kapağımızda Ereğliliressam Osman Zeki Oral var. O da gönül gözüyle gördüklerini yansıtıyor tuvale başarıyla. Karikatürist Kürşat Coşgun’un da anlattığı gibi “Aydınlanma Dönemi” sanatçılarından O. Aydınlığı izlemek yetiyor ki; toplumsal karanlığın üzerine gitmiyor.

Gönül gözü ve toplumsal alandaki mücadelesiyle yazan Zonguldaklı şair Doğan Şadıllıoğlu’nu Müslüm Kabadayı ve Ahmet Öztürk’le tanıyacağız.

Mevlüt Kırnapçı bu kez Çaycumalı maket sanatçısı GökşinTürkhan’la söyleşti. Kırnapçı, ayrıca şiiri ve öyküsüyle dergiye zenginlik kattı. Yine Çaycuma'dan şiir ve kısa öyküsünü, yoğunluğuna rağmen yetiştiren Gökhan Taner Günsan'ı da tekrar-tekrar okuyacağız. Geçen sayıda haikularıyla tanıdığımız İsmail Biçer, haiku üzerine yazdığı yazısını paylaştı. Ayhan Kiraz Zonguldaklı yazarların kitaplarını değerlendirmeye 3 ayrı kitapla devam ediyor.

Bu sayımızda etkinlik haber-değerlendirmeleri epey yer tutuyor. Kentimiz kültür-sanatı adına sevindirici bu yoğunluk. Ancak, yetişebildiklerimizi verebiliyoruz. Yetişemediklerimiz için bilgi veren arkadaşlarımıza da teşekkür ediyoruz.

Zonguldak’tan Üzeyir Karahasanoğlu ve Karabük’ten Mustafa Bilgücü öyküleriyle katıldı dergimize. Geçen sayıda Müslüm Kabadayı’nın yazısıyla haberdar olduğumuz Mehmet Ercan Konya’dan, Ömür Çelikdönmez Ankara’dan şiirini paylaştı. Yine, geçen sayıdan tanıdığımız Filyoslu Mehmet Türkçelik’in eserlerini izleyeceğiz. Ve Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde mahkûm arkadaşlarıyla dergi çıkaran HasanŞahingöz’ün şiiri dergimizde. Dostlarımıza hoş geldiniz diyoruz.
Alâaddin Kara ve Can Çetin'in fotoğrafları, Ayhan Kiraz'ın çizgi-öykü ve desenleri, Halil Uzun'un geçmişten günümüze fotoğraf anlatısını da izleyeceğimiz dergimizin arka kapağını Kürşat Coşgun hazırladı. Coşgun, logomuzu da yeniden yarattı, teşekkür ediyoruz.

Bahara kadar… Dostlukla…