4 Temmuz 2012 Çarşamba

20. Adımı Attık... 

Adını yağmurla andığımız kentimiz özüne döndü sanki bu sene. Zonguldak, Zonguldak olduğunu hatırladı. Gürül-gürül yağmuruyla, ani fırtınalarıyla şaşırtmanın tadını çıkardı doğa ana. Değerli yazar İrfan Yalçın’ın betimlediği gibi; “Bahar ölü doğar Zonguldak’ta. Denizin kustuğu oluk-oluk sis, titreyen bir kefene sarar kenti. Pelteleşmiş uzun bir sisin ardından oldukça laubali biçimde gelir yaz; paldır-küldür, bağıra-çağıra, sırnaşarak… (Nihayetinde) yemyeşil bir kadife…
İşte bu sırnaşık yaz sıcağında tam da; nelerle uğraşıyoruz düşünsenize… 5 yaşındaki oyun çocuğuna imam rehberliğinde ahlâk kuralları öğretmenin yasalaşmasıyla mı dersiniz!Tecavüze uğrayan çocuğunu doğursun’ fetvasıyla ? Yoksa önüne geleni biber gazıyla uyaran ‘orantılı’ polislerle mi?
Hapishanede kullandığı elektriğin, yediği yemeğin parasının mahkumdan isteneceği konusundayken daha; 300 kişilik hapishanede 1000 kişinin kaldığını, orda yangın çıkınca, 13 mahkum yanınca mı duyacaktık?
Peki, Vanlı depremzedelere, yine Çaycuma ilçemizdeki köprü cinayetinde feci şekilde ölenlerin yakınlarına Kuran-ı Kerim dağıtarak vazife gören “pek akıllı muhteremlerimiz”e ne dersiniz!
Ayrıntısını dergimizde okuyacağınız bir garabet de; “mazlumcu”lardan karikatüre suç duyurusu! Çizerimiz Ayhan Kiraz ve karikatürü yayımlayan ÇaycumaSanat sitesinin yöneticisi Mevlüt Kırnapçı için değil bu suç duyurusu, biliyoruz; hayatı sanatla sorgulatan herkese!
Sağlık güvencesi sıfırlanan, milli eğitim yasasının öz-suyu çekilen, “üretim” deyince yalnız “laf üretme”yi anlayan bir ülkede; parasız eğitim isteyen ya da “uzun namlulu yumurta”sıyla yakalanan gençler ipe çekilmeyecek de; sayesinde Almanyalara çıktığımız “yüzyılın yolsuzları” mı çekilecek mesela! Peki sanat? Onu, dergimizin sayfalarında okuyacağız.

Kapağımızda da gördüğünüz üzere, tiyatrolar üzerinden sanatı ele alıyor; “Gele-gele buraya mı geldik!” diyoruz.

Mayıs’ı Yaşar Nezihe’yle anıyoruz bu kez. Geri ve sivri akılların her dem hüküm sürdüğü bu çirkin düzen, onun gibi dirençli insanlarla daha katlanabilir oluyor. Onlardan biri de kentimizin bilgesi Ruşen Yaraş. 1 Mayıs’ı asıl onun mezarı başında kutladık bu sene. Resmi törenlere alışık değil bünyemiz zira.
Sivas katliamı için; “Benim derdim, bu kanlı senaryoyu oynayanlarla değil; yazmış olanlarla. Bu senaryoyu kim yazdı?” diyen Aziz Nesin ve “ateşe düşen”leri unutmuyor, unutturmuyoruz.
Bu sayımıza Zonguldaklı yazın ustamız İrfan Yalçın, Akın Tahir’i anlattığı değerlendirmesiyle, Ereğlili tarihçimiz Gürdal Özçakır Çanakkale Savaşı’nda Madenciler’i anlatan yazısı ve fotoğraf arşiviyle,
Karadeniz’de Tufan ve Etkileri”ni anlatan Ömür Çelikdönmez’i ilgiyle okuyacağız. Bu yazıya arşivinden fotoğraf ekleyen Halil Uzun eski fotoğraf-yeni düşünceler dizisine bu kez “Kitap okumak belalı bir erdemdir” cümlesiyle başlıyor. Haydi hayırlısı!
Ayhan Kiraz’ın “Edebiyat… Zonguldak” değerlendirmesinde Mehmet Yılmaz, Ziya Mısırlı ve M. Tayyip anısına kitabı var. Fatma Kılıç’ın çocuk kitaplarını Özlem Yücesan değerlendirdi.
Hikmet Kuşhan’ın anlatısıyla duygulanacak, Mustafa Bilgücü’nün, dilini yine ustaca kullandığı öyküsünü keyifle okuyacağız.
Aziz Kemal Hızıroğlu, Gökhan Taner Günsan, Mevlüt Kırnapçı, Mehmet Ercan ve A. Uğur Olgar şiirleriyle sayfalarımızda. Ayrıca Nezihe Yaşar’ın dizeleri de bazı sayfalarda karşılıyor bizi.
Rüştü, Muzaffer, Kemal… “Üç Şiir, Üç Hayat, Üç Ölüm” denemesiyle onları anlatıyor Mecit Ünal. Yine “Rüzgarın Getirdiği” adlı manzum şiiriyle Doğu Karaoğuz da onları anlatıyor. Salah Birsel’in hazırladığı Rüştü Onur kitabının 3. baskısı yapılmış geçenlerde. Bir de film çekecekmiş Yılmaz Erdoğan; her yerde konuşulmaya başlandı bile. Çekimler magazine dönmese bari(!) desek de; sanırız yönetmenin konumu buna izin vermeyecektir!
Müslüm Kabadayı hocamız, “Hüzün Hasret ve Hürriyet Şairi” dediği Sevilay Yücedağ’ın kitaplarını değerlendiriyor.
Dünyanın her tarafından arşiviyle ilgi çeken arkadaşımız Nadir Özsoy’un; Belki de horonun başlangıcıdır.” dediği fotoğrafını merak edeceksiniz.  Sedat Kısa ve Barış Ağca’nın fotoğrafları, Sinop’tan ulaşan Seyit Saatçi’nin usta çizgileri de ilginizi çekecek. Ayla Çetinkaya’nın fırçasından iki resmi de izleyeceğiz.
Genç Yetenek Akif Ulutaş’tan taşlama, sinema değerlendirmesi, okur şiiri ve yetişebildiğimiz yerlerden etkinlik haber-yorumları okuyabileceğiz.
Arka kapağımız yine Kürşat Coşgun’un usta kaleminden… Nezihe Yaşar anısına; “Mayıslar hiç bitmez” diyoruz.

Ürün göndererek-okuyarak katkı veren herkese teşekkür ediyor, 21. sayı için, diğer sayılar için her zaman ürünlerinizi bekliyoruz.

Her an öyle acayiplikler oluyor ki… Eylül’e kadar neler olur sizce?
Siz yine de sağlıcakla kalın…