15 Haziran 2016 Çarşamba

ZonKişot 28. Adımını attı…


Son sayımız Ocak’ta çıkmıştı. Aradan geçen 4 ayda söyleşilere katıldık, tiyatro izledik, eylemlerde yürüdük, bağırdık, haberleri duyunca “insan olmak dokundu haysiyetimize…(Sabahattin Ali)” Yine kitap okuduk, yazılar yazdık, konuştuk, söyledik…

Termikçileri istemedik, biatçı yönetim ve topluluklara karşı durduk, kadın-çocuk istismarcılarından iğrendik, insan canını pazarlık payı yapanlardan utandık, dünyayı yaşanabilir yapmak isteyen herkese el verdik, selam durduk… Yine müzik dinledik, sinema izledik, kitap okuduk, okuduk, okuduk…

Bu 4 ayın sonuna doğru Zonguldak ana caddesinde sesler duyduk; sesler yüksek bir binanın tepesine çıktı ve vilayetin en yükseğine gitti… Sesin sahibi 4 aydır cebine para girmeyen maden işçileriydi. Yine duyulmadı ses ne hikmetse ve kilitlediler ocağa kendilerini. Bu da yetmedi ki açlığa yatırdılar 4 gün sonra bedenlerini…

Tarih döndürmek için çarkını; bir ezen-bir ezilen arıyor her dem! Döndürüyor da işte 21. yy’da Zonguldak’ta bir küçük maden kasabasında bile!

Ezenler, daha nasıl ezeriz, derdine düşmüşken canhıraş; ezilenler bir de kendi-kendilerine eziyet ediyor, aç-susuz-havasız-evsiz… Tam da, her insanın sadece insan olduğu için alması gerekenleri hakkıyla alamayarak…

Dergimizin yükünü çeken sanat üreticileri kalemi, fırçası, makinesiyle üretirken bu şehirde; ekonomik çarkı döndüren maden işçisini unutmuyorOnları ve yaşamımızı bu hale getirenleri de

Almanya’nın, bizim Zonguldak gibi, kömür kentlerini yazdı; “Almanya Trenine binen Mevlüt Kırnapçı.  

Zonguldak’ın değerlerine sahip çıkma meselesine kafa yoranlardan biri olan Gülden Işık elinde fotoğraf makinesi, önünde PC; çekiyor ve yazıyor… Biz de gündem konumuzda, onun, isyan gibi “Sinemamızı İstiyoruz” yazısını kullandık. İçerde ise “Üç Yetim”e benzettiği lavuarın “Üç Kule”sinin duygusal anlatımını bulacaksınız.

Zonguldak’tan Gökhan Taner Günsan, Mevlüt Kırnapçı ve Fatma Kılıç
il dışından Aziz Kemâl Hızıroğlu ve Tan Doğan şiirleriyle; 
Zonguldak’tan Çanakkale’ye açılan Barış Ağca fotoğraf ve kolaj çalışmasıyla dergimizi zenginleştiriyor.

Hamit Kalyoncu hocamızın Behçet Kemal Çağlar,  Behçet Necatigil ve Behçet Kalaycı’yı anlattığı “Üç Behçet”i, 
Döndü Açıkgöz’ün Karabük ve Safranbolu’dan izler bulacağınız “Karabük Şaire- Safranbolu Şiire Uzak”ı, 
Özgür Başkaya’nın amcası Fikret Başkaya ile yaptığı sanat üzerine söyleşi’yi ilgiyle okuyacağız.

3 Mart Kozlu Grizu Faciası anısına her sene yapılan tırmanışa Alaaddin Kara ilk katılış anısını yazdı; “Keltepe’ye Tırmanış”. 
Hikmet Kurter; “Kurtuluşa, Cumhuriyet’e ve Sıtmaya Adanan Yürek: Dr. Ferruh Niyazi Ayoğlu’nun Anıları” kitabını anlatıyor. 
Ali Kaya 60’lardan bir anısını öykülemiş; “Üç Kanlı Mandalina”. 
Gökhan Taner Günsan, Ali Koçak’ın şiir kitabını tanıttı.  
Ayhan Kiraz TV ekranındaki, BEÜ’den Prof. Mustafa Sözen’in de katıldığı, “Evrim” tartışmasının bir dökümünü çıkardı. 
Her bir yazının ilgiyle okunacağını sanıyoruz.

Mehmet Aydın’ın şiirlerini bazı sayfalarda göreceğimiz gibi; hem hayatından izler, hem de şiirlerinin incelemesini Müslüm Kabadayı “sofrası güneş dolu şair”in ardından, başlığını vererek yazdı. 
Derginin girişindeki şiirin deseni Kürşat Coşgun’un kaleminden… 
Nadir Özsoy’un renkli iki fotoğrafını ve 
Necdet Kutoğlu’nun  “Anne Babam Nerede” tablosunu izleyeceğiz arka kapakta…

Yine Ocak’tan Nisan’a etkinlikler, haber ve yorumlarla elimizde olan dergimizin 29. sayısı için ürünlerinizi Ağustos’un sonuna kadar bekliyoruz.

“… -karanlık dönemlerde peki,  / şarkı da söylenecek mi? /
     - elbette şarkılar da söylenecek / belgeleyen karanlık dönemleri…” Bertolt Brecht

Umutla ve dirençle kalın…