11 Ocak 2011 Salı


ZON KİŞOT 14. ADIMI ATTI

Çoktan attı bu adımı aslında, çoğu okuruna da ulaştı bile; ama blog adresimizdeki sorun nedeniyle yeni kayıt yapamadık. Sorunu da çözemedik. Bu yüzden farklı bir adresimiz oldu. İnternet denilen şu şeye alışana kadar sanırım sorunlardan kurtulamayacağız. Şimdilik son sayımızla ilgili bilgileri girecek, fırsat yarattıkça(!) da eski bilgileri buraya taşıyacağız.


Son sayımızın gündemi, ilçemiz Çaycuma'nın Kadıoğlu Köyü'nde tarlasını ekine hazırlayan köylünün tesadüfen ortaya çıkardığı, MS 3.yüzyıldan kalma olduğu söylenen mozaiklerdi. Dergimizde öyküleri ve fotoğraflarıyla tanıdığımız maden teknikeri Alaaddin Kara mozaikler üzerine izlenimlerini paylaştı. Evet, birileri belleklerin kapasitesini düşürelim diye uğraşadursun; geçmiş, taşın-toprağın altından çıkıyor önümüze. Alaaddin Kara'nın da dediği gibi; "Birçok ülke, kazı çalışmalarını onlarca yıl önce tamamlamışken, ödenek yokluğu gerekçe gösterilerek çalışmaların ağırdan alınması kabul edilemez. Böyle bir yere ikinci, üçüncü liman ve termik santral yapma düşüncesi bile ürkütücü." "Yeni bir ülke" bulamayacağımıza göre, Sinoplular gibi, Bartınlılar ve Dersimliler gibi santrallerle mücadeleye devam...
Şiirleriyle, Karabüklü İbrahim Yıldız'ı anıyoruz. "...insanı deli eder zonguldak bu" diye bitirdiği şiirini Kürşat Coşgun desenledi. Ertan TaşdelenKasaba”, Kaya TaşçakmakArka Pencere”, Hüseyin Avni CinozoğluTragedya”, Aziz Kemâl Hızıroğludüş(s)es” ve Mevlüt Kırnapçıellerimiz yokluğa duvar örecek” şiiriyle dergimizde.
İl dışından Hikmet KurterNankör Meslek” adlı öyküsüyle, Aziz Kemâl HızıroğluEstetik ve Sanat ilişkisi üzerine” değerlendirmesiyle, Nuray Çiftçi kenarı çizgili öyküsüyle, Müslüm Kabadayı ilimizi de kapsayan gezi yazısıyla dergimize katkı verdi. Yine Deniz Yaşasın çizgileriyle... Desteğini esirgemeyen dostlara bir kez daha teşekkür ediyoruz.
Kent tarihi üzerine araştırmalarını okuduğumuz Kadir Tuncer, kendinin de olduğu Büyük Yürüyüş'ün öncüsü Tabanın Sesi mücadelesini anlattı. Alaaddin Karaİlk Gün Şakası” öyküsüyle yine ocağa indirirken bizi; Hikmet Kuşhan içindeki taş gibi ağır acıları anlatıyor.
Ürünleriyle dergiyi görsel olarak zenginleştiren Burak Özen, Barış Ağca, Şafak Tortu ve Ömer Aydın'ın fotoğraflarını, Ayhan Kiraz'ın desenleri ve çizgi-öyküsünü izleyeceğiz.


Etkinlik haberleri ve tiyatro değerlendimelerinin de olduğu dergimizi henüz ulaştıramadığımız okurlara en kısa zamanda ulaştıracağız. Sergi Odası, BKM girişi Z Sahaf, Merdiven Kitabevi ve Valilik karşısındaki Büfe'den de edinebileceğimiz dergimizin 15. sayısı için de ürünlerinizi bekliyoruz.

 Adreslerimiz:      ozlemyucesan@gmail.com ozlem-yucesan@hotmail.com
                                  ozlemyucesan@yahoo.com

Eylül 2010

ZON KİŞOT 13. ADIMINI ATTI...
                         

 

Son zamanlarda siyasi çalkalanmalar arttı. Bir halk oylaması sürecindeyiz ve yazık ki, kafa karışıklığından sıyrılıp, elmayla armudu ayıramaz hale geldik. Bu çalkalanma, elbette, sanata-kültüre tam cepheden etki ediyor ve halkı, egemenlerin kültürsüzlüğüne biat ettiriyor. 12 Eylül'ün kötürümleştirdiği bir toplum olsak da, elbette ortalama zekaya sahip insan generallerin anayasasını içine sindiremez ve sindirmemeli de. Ancak Anayasa değişikliğini hazırlayan, müftülerin AKePe'si ise vay halimize. Muzaffer İzgü'nün "Anayasa Tangır-Tungur" öyküsü ne güzel anlatır kelepir anayasacıları. Sanatın her dem güncelliği karşısında siyasi yozluk nasıl da sırıtıyor.

Logomuzda gördüğünüz üzere, yel değirmenlerine değil, "yoz kültüre karşı" savaşıyoruz. Eğitimci bir okurumuz; "Zonguldak o kadar ZonKişot mu?" demişti. Evet Zonguldak elbette Zon Kişot değil. Zon Kişot'u bir imge olarak düşünüyorum. Bir kaç sayı önce, "Sanat ürünü için sadece imgeler yetiyor mu" demiştim hani? Zon Kişot olmak yetmiyor illa ki... Bunun için dergimizin içeriği dolu-dolu. Gerçek hikayelerle sanatçılarımızın düş gücü, yaratıcılığı birleşiyor. Görsel imgelerin içselleştirdiği zengin konu anlatımıyla, yozlaştırılan kültüre karşı yeni tohumları yeşertiyorlar.

Elbette düşlerimizden vazgeçmiyoruz. Evrensel insan sevgisi varken, sınırlı bir Zonguldak sevdasına takılıp kalmak çok da gerçekçi gelmiyor.

Gündemimizde Karaelmas Festivali var. Değerlendirmeleri okurken, kişisel değerlendirmenizi de yapacağınızı umuyor, düzeyli-zengin-içerikli-yerel-kültür-sanat günleri isteğinizi dillendirmenizi bekliyoruz.
Bu sayımıza Hikmet Kurter öyküsüyle, Seher Başoğul fotoğraflarıyla, Hikmet Kuşhan sıcacık anlatısıyla hoşgeldiler.

Şiirleriyle tanıdığımız Mevlüt Kırnapçı'dan keyifli bir öykü okuyacağız. Kürşat Coşgun'un deseniyle... Kaya Taşçakmak anı-öykülere devam ediyor. "Neşter" adlı öyküyü Ayhan Kiraz desenledi. Barış Ağca, Burak Özen ve Ömer Aydın'ın fotoğrafları ilginizi çekecek. Ayhan Kiraz ve Nuray Çiftçi dergimizi çizgi-öyküsüz bırakmıyor. Bir de karikatür Hasan Seçkin'den.

Kadir Tuncer, Mükellefiyet'in her çeşitini gören Zonguldak'ta, bu kez de "Spor Mükellefiyeti"ni yatırdı masaya.

Barış Çoban'ın kitap değerlendirmesi, Müslüm Kabadayı'nın "Şam-Beyrut Gezisi" izlenimleri, Aziz Kemal Hızıroğlu'nun "Toplumcu Gerçekçilik ve Sanat Üzerine" bilgilendirici yazısıyla, dergimiz daha zengin ve bellek açıcı... Zonguldak dışından katkı veren bu yazarlara, yine Nuray Çiftçi'ye ve edebiyat sunumunu paylaşan Mustafa Köz'e teşekkürü borç biliriz.

Okurlardan şiirlerin olduğu bu sayıda, genç yetenek Akif Ulutaş'tan kısa öykü var. Etkinlik haberlerini yorum ve değerlendirmeleriyle bulacaksınız.

O da bir Zon Kişot'tu aslında; Ruşen Yaraş. Düzenle ve onun ürettiği yoz değerlerle savaştı yaşamı boyunca. Zonguldak seni unutmayacak Komünist Ruşen. Anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. Ve bir başka savaşçı Yılmaz Güney. Tam bir düşbaz gerçekliğiyle yazdığı şiiriyle anıyoruz onu. Kürşat Coşgun'un deseniyle.

Dileğimiz her dem aynı... Düşlemeye, sorgulamaya, yargılamaya... devam edin. Zira cehaletten, yoz kültürden... başka kaybedecek bir şeyimiz yok.

Yeniden Merhaba...


Haziran 2010

ZON KİŞOT 12. ADIMI ATTI...

Daha geçen sayıda "Acıya Karşı Sanat" başlığıyla grizuyu anmışken; bu kez 17 Mayıs'ta aynı acıyı yaşadık. Kâr ve rantın peşi sıra gelen umursamazlık ve "Ölümün Ağzı"ndaki ananın "içine tükürürüm" dediği "kader"... Ve başsağlığı dilekleriyle, bir sonraki kazaya kadar kapatılan konu!... 25 Nisan'da kentimize konuşmacı olarak gelen gazeteci-yazar Banu Avar, Mustafa Kemal'in "kömür ülkeyi ihya edecek servettir" sözünün üstünde durmuş, bize de "ülkeyi değil de egemenleri ihya edegelmiş" dedirtmişti. Ve bir kaç kızın okuyup adam olmasıyla eğitim işini(!) çözdüklerini sananlara; Kalkınma Ajansı'nın, Kent Konseyleri'nin, Kolejlerin, CIA'in verdiği eğitimi(!) anlatmıştı. Bu eğitimle gerizekâlılaşan ve düşünemez hale gelenleri...

Peki, bu ortamda nasıl sanat yapılır? Tam da bu ortamda üretir sanatçı elbette. Sanatçı tam da şimdi ulaşmalıdır herkese.


Dergimiz ilk adımını attığında Uğraş Dergisi'nin ardılı gördüğümüzü söylemiştik Zon Kişot için. 12 sayı yayınlanan Uğraş Dergisi ve onun babası şair Mehmet Yılmaz Karaibrahimoğlu unutulmaz isim olmuştur kentimizde. Uğraş vererek-gönül koyarak yapılan işlere, izleyici kabul ettiğimiz halkımız elbette hakkını verir; kent tarihi, yeri geldiğinde, onu gündemine alır, eleştirir, değerlendirir, olumlu-olumsuz hesap sorar. Sanat-sanatçı, elbette böyle ilerler, bellekler tazelenir...


Ankara'dan eğitimci-yazar Müslüm Kabadayı, yerel sanat ve tarihin harmanlandığı dergimizi önemsiyor ve önemli katkılar sunuyor. Şair ve yazarları incelediği sunumlarıyla tanıdığımız Kabadayı, bu sayıda kentimizde birçok konuda ilk adımı atan sanat emekçisi, Mehmet Yılmaz'ı gündeme koymamızı sağlayan değerlendirmesini sundu. "Madeni İçinden Harlayan Şair" başlıklı eleştiri yazısını ilgiyle okuyacaksınız.

2 Temmuz'u unutturmuyoruz. Kemal Özer'in onlara adadığı şiirle birlikte, yitirdiğimiz isimlerin hiç yitmeyecek şiir ve karikatürleriyle, Sivas'ta ateşe düşenleri anıyoruz.


Zonguldak da Taksim'e çıktı! 1 Mayıs görüntülerimiz oradan. Ankara'dan Özgür Tiyatro Genel Sanat Yönetmeni Özgür Başkaya'nın; "Yaşadığımız kenti çoğaltmamız lazım. Başka şehirlere gidenleri eleştiriyorum" şeklindeki düşüncesini paylaşıyoruz.


12. sayımızda Zonguldaklı ressam Ayla Çetinkaya'yla yaptığımız söyleşiyi bulacaksınız.

Kadir Tuncer'in "Köçekler" üzerine araştırmasını merakla okuyacaksınız.


Kürşat Coşgun, Turhan Selçuk'u anlattığı yazısı ve desen çalışmasıyla dergide yer alırken, Alaaddin Kara maden öykülerine devam ediyor.


Bilgin Hasdemir'den yine, sonu sürprizli bir çeviri öykü. Özgün Deniz kısacık ama traji-komik bir öykü yazdı.


Şiirleriyle Ertan Taşdelen, Kaya Taşçakmak,  ve bu sayı dergimize katılan Zonguldaklı Mevlüt Kırnapçı'nın şiirlerini okuyacağız.


Ayhan Kiraz sürprizli çizgi öyküler çizmeye devam ediyor.
Şafak Tortu, Barış Ağca, Burak Özen ve İbrahim Akyürek'in fotoğrafları ilginizi çekecek. Ayrıca Bolu'dan kentimize gelen Ömer Aydın da çarpıcı doğa fotoğraflarıyla dergimize katıldı. Çizgi ve fotoğraflarla görsel zenginliğimiz devam ediyor.


Şair Aziz Kemal Hızıroğlu, şiir yıllıkları ve şairlik vasfı üzerine eleştirel bir değerlendirmesi ve şiiriyle dergimize katkı sundu.Özellikle edebiyatla ilgilenenlere yol gösterici bir yazı...


Barış Çoban, hazırlayıcıları arasında olduğu yeni kitaplardan birini tanıtıyor.


Yine bu sayıda, geniş olarak Devlet Tiyatroları ve Zonguldak Edebiyat Günleri'nin değerlendirmesini, etkinlik haberlerini yorumlarıyla beraber okuyacağız.


 Mart 2010
ZON KİŞOT 11. ADIMI ATTI...



ACIYA KARŞI SANAT  
Zonguldak Fotoğraf Günleri", bu sene 3 Mart Kozlu Grizu Faciası Anısına gerçekleşti. Tükenen yasla değil, kalıcı sanatla selamladı kenti. Ağıt yakmadı kentimizin sanatçısı, gidenlerin arkasından, karalar bağlamadı. Sanatını konuşturdu. Acının tarihi kolay yazılmaz, biliriz...Ve tarih, ağıtla, yakınmayla, "ah"la yazılırsa; bu acıdan umut değil tükenmişlik, direnç değil sabır, kavga değil ezilmişlik doğar ancak...

ZON KİŞOT'UN ARKA KAPAĞINDA "EMEKÇİ KADINLAR"A SAYGIYLA...
desenleme: KÜRŞAT COŞGUN

ALAADDİN KARA'NIN OBJEKTİFİNDEN DİRENİŞİN RESMİ;
TEKEL'İN KADIN İŞÇİLERİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder