17 Haziran 2015 Çarşamba

ZonKişot 26.adımını attı...






Attı; ama yine gecikti ve Mart’ta çıkması hazırlanmışken; çıkmayınca bu aydan itibaren olan etkinlikler için kapattı mecburen bu sayıyı… Çok değerli söyleşi, tiyatro, dinleti gibi etkinlikleri üreten dostlarımız sanmasın ki; 27. sayıda yer almayacak! Hazırlamaya başladık bile… Bizi sabırla bekleyen okurlarımıza da teşekkür ediyoruz. 

 “Haziran”a Kilimli Halkevi’nin önünde başladık bu sene. Eksikleri olsa da, dergimizin ana gündemiydi Kilimli Halkevi. 1932’den günümüze, ülkemizle neredeyse aynı kaderi(!) paylaşan Halkevleri’nin içinde ayrı yere sahip Kilimli’yi, kendisi de Kilimli çocuğu olan Ayhan Kiraz kaleme aldı.
25. sayımızda Doğu Karaoğuz’un kitabıyla ilgili bir değerlendirme vardı. Cevap hakkı doğduğunu iletti. “Elbette” dedik; ama gönderdiği yazı, bizi kötü niyetle suçlayan ve atalarını kutsayan bir ruh halindeydi. Nesnel gerçeklikle yazmaya çalıştığımız yazıya; yine bu kıstaslarla cevap beklemiştik… Yazık ki ifadeleri nesnel değil; özneldi. Karaoğuz dergimizin ve bizim dostumuzdur. Dostlarımız değerlidir elbette; fakat toplumsal-kamusal alanda doğrularımız çok daha değerlidir.
Mimar Engin ErkinZonguldak Soruları”yla, kentimizin 80 yıllık imar geçmişini anımsatırken; “Ne kadermiş!” diyeceğiz bir kez daha. Kitap avcısı öğretmenimiz Şenay Özçelik Koca, birikimlerini yazıya da döküyor. Önümüzdeki sayıda bu zenginliği daha çok paylaşacağız. Güngör Şenkal Avusturya’da yaşayan bir aydınımız… Kırnapçı’nı kitabına ses veriyor. Yine, Erda Har mahlasıyla yazdığı şiirlerini okuduğumuz eğitimci Tuna Ölger… Sayfalarımıza hoş geldiler.
Amatör-politik-“Özgür Tiyatro”nun 20. Yılına katılamadık; emeği geçenlere, yazılarını paylaşanlara teşekkür ediyoruz. Dergimize katkı veren Müslüm Kabadayı ve Mehmet Ercan’ın içinde bulunduğu Bağlaç dergisinin 1. yılını kutluyoruz.
Termikçiler sayfalarımızdan hiç eksik olmayacak. Okullara kitap dağıtarak, Karagöz-Hacivat oynatarak, kanserli çocuklara oyuncak vererek, (hiç utanmadan)“temiz hava” konulu öykü yarışması yaparak; valiyle-rektörle kanka olup Zonguldaklı’yı uyutacağını sanmasın hiçbiri! Termik santral gerçeğine Barış Ağca’nın objektifinden de bakacağız sayfalarımızda. Nadir Özsoy’un Rize yaylalarındaki yaşama bakan fotoğraflarına da…
Fatma Kılıç, bir 8 Mart yazısı paylaşmıştı Zonguldak’ın Zon-Kadınları üzerine… Bu yazı da geç ulaşsa da okura; her dem geçerli bir yazı zaten, yazık ki… Alaaddin Kara’nın fotoğrafladığı, yine bir Zonguldak gerçeği olan kaçak ocaklar gibi… Çocuk ve umut; birbirine en güzel yakışan iki kelime…
Kadir Tuncer 1990 grevi öncesinden bir kesiti öyküleştirdi. Şenay Özçelik KocaNereye” oyunu üzerinden kaçak göçmenleri anlatıyor. “Demir Ökçe yıllarıÖzlem Yücesan’dan…(-ki bu yazıya vesile olan Şenay Özçelik’e teşekkür ediyor-) Müslüm KabadayıKöy Enstitüleri’nde doğan edebiyat” başlıklı Foça Çalıştayından izlenimlerini aktarırken; Güngör Şenkal “Yandım Ela Gözüne” kitabını irdeliyor. Ahmet Öztürk’ten “Meşede İnecek Var” kitabını okuyacağız. Bu kitap üzerinden, “Göç” olgusu üzerinde duruyor Mevlüt Kırnapçı da yazısında. Özgür Başkaya, Özgür Tiyatro’nun 20. yılını anlatıyor.
Aziz Kemal Hızıroğlu, Erda Har, Mevlüt Kırnapçı, Tan Doğan, Hamit Kalyoncu, Gökhan Taner Günsan şiirleriyle dergimizi zenginleştirdiler. Mehmet Ercan’dan bir “Keriz” öyküsü… Tuna Ölger de –inadına- “Sakallarımı Kestim Kuşlara” diyor. Üzeyir Karahasan toplumcu-gerçekçi ve postmodern kitaplar üzerinden uzun ve akıcı bir metin döşüyor sayfalarımıza.
Arka kapağımızda Necdet Kutoğlu resimlerini göreceksiniz. Sanatçımızın kullandığı renkleri de görebileceğiz. Kürşat Coşgun’un hazırladığı, Gülten Akın’ın şiiri ve desenini iç kapağımızda izleyeceğiz. Gülten Akın şiirleri iç sayfalarda da karşımıza çıkacak.
Salt gürültü, salt mutlu gibi yapan insan (nasıl insan?) kalabalığı… Öte yüzü kavgazan, kıyıcı, savaşlardan savaş beğenen… Öldüren ve ölen; aptalca!”  diyor, 82 yıllık direncini ayakta tutan; hâlâ düşünen, hâlâ üreten Gülten Akın. Ve diyor ki 2013’te yazdığı dizelerde; “Bağışladığın özgürlüğe / yeğdir biçtiğin zından / sonsuz güzelleşecek dünya / biz kurduğumuz zaman
Yıktırmadığımız kaleyle, kestirmediğimiz ağaçla, güvenli gelecek bıraktığımız çocuklarla birlikte…


Bir yaz daha… Bir Haziran daha… Umutla…




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder